... Hakkımızda - THE GAMES

Yardım ve Destek

Hakkımızda

Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır"

"Ben size bağımsız, çağdaş bir ülke emanet ettim; bunu koruyamadınız mı?" Atatürk

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur (Bir gün düşmana karşı kalırsan, dışarıdan ya da benden yardım bekleme, kendi içindeki güce güven)" Atatürk

“Karanlığa Direnen Işık: Yüzbaşı Alper’in Hikayesi”


1. Sessiz Gece, Sessiz Emir


15 Temmuz 2016, saat 21.30.

Ankara Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu’nda görevli Yüzbaşı Alper Demir, rutin nöbet değişimini yeni devralmıştı.

Gençti ama görev bilinci, yaşından büyüktü. Emrindeki askerlerle birlikte tank hangarlarında devriye geziyordu.

Bir anda olağanüstü bir emir geldi:

"Tatbikat var. Tüm personel hazır olsun. Tanklar çıkartılacak."


Alper bir an durdu. Saat gece 10 olmuştu. Bu saatte tatbikat mı olurdu?

2. Şüphe, Direnişe Dönüşür


Arkadaşlarının bazıları “emirdir, uygulayalım” derken, Alper tereddüt etti.

Askerî telsiz trafiğinde “Yurtta Sulh Konseyi” adına konuşmalar duymaya başladı.

Bir anda fark etti: Bu bir tatbikat değil, bu bir darbe girişimiydi.


“Hiçbir vatansever, TBMM’yi bombalamaz!” dedi komutanlarına karşı çıkarak.

Silahına sarıldı ve emir subaylarını emir-komuta dışında hareket etmekle suçladı.

Yanına güvenilir birkaç astsubayı aldı ve darbecilere karşı direniş başlattı.


3. Kendi Birliğinde Çatışma

Tankların çıkış rampasında darbeci yüzbaşıyla burun buruna geldi.

“Bu halkın üzerine süreceğiniz tank değildir! O halk seni bu üniformayla onurlandırdı, sen onları ezemezsin!”

Silahlar çekildi, çatışma çıktı.

Bir grup asker Alper’in yanına geçti. Ancak sayıca azdılar.

Alper, telsizden çevre birimlere seslendi:

“Bu bir emir değil, bir çağrıdır! Darbeye karşı olan herkes halkın yanında saf tutsun!”

4. Son Direniş, Son Nefes


Saat gece 3:15.

Birliğin kontrolünü büyük ölçüde ele geçirmişti. Ancak içeride kalan darbeci bir tim, kontrol odasına baskın yaptı.

Alper, silahını son mermisine kadar kullandı.

Son sözü şuydu:


> “Ben bu vatanı tankın paletine ezdirmem!”

Kurşun yağmuruna tutuldu. Kanlar içinde yere yığıldığında bile elini kalbine götürdü.

Göğsünde ay-yıldızlı bayrak rozeti vardı.

5. Sabahın Işığında


Sabah olduğunda çatışmalar durmuş, darbe bastırılmıştı.

Birliğe gelen halk, şehit olan Yüzbaşı Alper’in cansız bedenini bir zırhlı aracın gölgesinde buldu.

Yanında kırık telsizi ve Türk bayrağı vardı.

Halk onu omuzlarında taşıdı, sanki hâlâ hayattaymış gibi.

O artık sadece bir yüzbaşı değil, bir milletin vicdanıydı.

“Şehitler ölmez” sözü, o gece bir isme daha yazıldı: Yüzbaşı Alper Demir.

Bu 15 Temmuz 2016 da geçen bir askerin hikayesi. 

|16 Nisan Çarşamba 2025 Saat: 20:17|